LİMİTED ŞİRKET PAY DEVİR VAADİ SÖZLEŞMELERİ

Limited şirketlerde pay kavramı, anonim şirketlere göre farklılıklar göstermekte olup, bu kavram hem “esas sermaye payı” hem de “pay sahipliği mevkii” olarak iki ayrı anlamda kullanılmaktadır. Limited şirketlerde esas sermaye, ortakların nakit veya ayni olarak koyduğu miktarların toplamından oluşur ve anonim şirketlerdeki gibi eşit paylara bölünmez. Bu nedenle, limited şirketlerde pay devir işlemleri ve bu işlemlere ilişkin hukuki süreçler de farklı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Özellikle TTK m. 595, esas sermaye payının devri ve devir vaadi sözleşmeleri ile ilgili önemli hükümler içermektedir. Bu makalede, limited şirketlerde pay devri ve devir vaadi sözleşmelerinin hukuki niteliği, kuruluşu ve bu sürece bağlanan sonuçlar ele alınacaktır.

Başlıklar:

  1. Hukuki İşlemin Niteliği
    • Limited Şirketlerde Pay Kavramı
    • Esas Sermaye Payı ve Pay Sahipliği Mevkii
  2. Esas Sermaye Payının Geçişi Hâlleri
    • Pay Devri
    • Devir Vaadi Sözleşmesi
  3. Devir Vaadi Sözleşmesinin Kuruluşu
    • Devir Vaadi Sözleşmesinin Unsurları
    • Esaslı Unsurlar ve Yan Unsurlar
    • Taraf ve Ehliyet
  4. Devir Vaadi Sözleşmesinde Şekil
  5. Devir Vaadi Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Sonuçları
    • Örnek Olay İncelemesi
  6. Devredenin ve Devralanın Yükümlülükleri
    • Devredenin Yükümlülükleri
    • Devralanın Yükümlülükleri

Detaylı Bilgi Almak İçin Lütfen İletişime Geçin!

Hızlı ve Güvenilir Hizmet!

Tanıma Tenfiz kurumu ile yabancı mahkemelerden alınan boşanma kararları Türkiye’de nasıl uygulanır!?

Tanıma Tenfiz ile yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de Uygulaması hakkında detaylı bilgi için iletişime geçin!

Tanıma Tenfiz Yolu

foreign court decisions

1. HUKUKİ İŞLEMİN NİTELİĞİ

Limited şirketlerde pay kavramı, anonim ortaklığa göre biraz farklılık göstermektedir. Limited şirkette pay kavramı iki ayrı anlamda kullanılır. Bunlardan ilki “esas sermaye payı” olarak adlandırılırken diğeri ise bir ortağın, ortaklık sıfatından kaynaklanan tüm hak ve borçlarını ifade eden “pay sahipliği mevkii” anlamına gelmektedir. Ortakların, nakit veya ayın olarak koyacakları miktarın toplamından ibaret olan esas sermaye, anonimlerde olduğu gibi birbirine eşit, bağımsız ve her biri bir pay sahipliği sıfatını ifade eden paylara bölünmemiştir. Limited ortaklıkta esas sermaye payı, ortağın şirket esas sermayesine katılımının asgari miktarını gösterir ve nakit ile ifade edilir.

Limited şirketler bakımından esas sermayeye ilişkin düzenlemeler ise, TTK m. 573’te ele alınmıştır. Hükme göre esas sermaye, ortak veya ortaklarca taahhüt edilen sermaye paylarının toplamından oluşur.

Limited şirketler karma bir ortaklık tipidir, diğer bir ifade ile anonim şirketlerde olduğu gibi saf bir sermaye ortaklığı değildir. Bu nedenle pay sahibinin durumu diğer şirket tiplerine göre birtakım farklılıklar gösterir. Şöyle ki, limited şirkette ortak, anonimlerde olduğu gibi kişiden soyut pay sahipliği mevkiine sahip olmak dolayısıyla değil, daha çok kişisel bir ilişki ile ortaklığa bağlıdır. Dolayısıyla ortaklar arasında güven ilişkisi mevcuttur. Bu durumlar neticesinde şirket sözleşmesine konulacak bir hüküm ile devir işleminin yasaklanması mümkün hale gelmektedir. Anonim şirketlerde ise pay devrini sınırlandıran birtakım hükümler getirilse bile devrin tamamıyla yasaklanması söz konusu değildir.

TTK ile eTTK’dan farklı olarak limited şirket esas sermaye payının, ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanabilmesine imkân tanınmıştır. Ancak şu hususu hemen belirtelim; limited şirketlerde anonim şirkette olduğu gibi, esas sermaye payının mutlaka ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanması zorunlu değildir. Bu nedenle limited şirkette esas sermaye payı karşılığında bir senet çıkarılıp çıkarılmayacağı, tamamen şirket yönetiminin inisiyatifindedir. Ancak ortaklık genel kurulunda payların senede bağlanması öngörülmüş ise, şirket yönetimi (müdür veya müdürler) bu kararı yerine getirmek zorundadır. 

Pay devir türleri; pay sahipliği sıfatının devralan lehine terk edilmesi suretiyle yani payın mülkiyeti ve pay sahipliği mevkii ile paydan doğan hakların ve borçların devralana geçirilmesi suretiyle yapılan devir, tam devirdir.

Pay devir vaadi sözleşmesi ise, taraf iradelerinin yansıması olan hukuki işlemden kaynaklanan sözleşme yapma zorunluluğu olarak karşımıza çıkar. Kanunda öngörülen sınırlamalara uyulmak kaydı ile yapılan devir vaadinde, ileride o şahıs veya üçüncü kişiye sözleşmede belirlenen payın devri gerçekleştirilir. Söz konusu sözleşme ile tarafların sözleşme özgürlüğü sınırlandırılmış hale gelir. Pay devir vaadi, kısaca tarafların ileride bir sermaye şirketi payının devrini gerçekleştireceklerine ilişkin olarak akdettikleri bir sözleşmedir. İleride taraflarca yapılacak sözleşmenin borç doğuran bir sözleşme olmaması gerekir. Zira pay devri vaadi sözleşmesi, bir payın devredilmesine yönelik tasarruf işlemini konu aldığından TBK 29. madde hükmünde düzenlenen ön sözleşme niteliğini taşımaz. Burada sadece belli bir davranışı yapmak yani sözleşmede kararlaştırılan payın devrini gerçekleştirmek söz konusudur ve yapılan sözleşme tarafların irade serbestisi ilkesi doğrultusunda yapmış oldukları borçlar hukuku genel hükümlerine tabi bir sözleşmedir. Ön sözleşme ise, tarafların ileride başka bir sözleşme yapacaklarına ilişkin yapmış oldukları bir sözleşmedir. Örneğin, bir taşınır malın mülkiyetinin belirlenen bedel karşılığında devrini vaat eden sözleşme devir vaadi sözleşmesi sayılmaz zira bu sözleşme başlı başına bir alım satım sözleşmesidir. Ancak böyle bir alım satım sözleşmesini yapma vaadini (satış vaadi) ise ön sözleşme olarak kabul etmek gerekir. Ön sözleşmeye karakteristik özelliğini veren husus ise, borçlandırıcı edim yükümlülüğünün, sözleşme akdetme yükümlülüğü olmasıdır. Edimin ifası ise sonradan akdedilecek asıl sözleşmenin kapsamında değerlendirilecektir. Anılan farklılıklardan dolayı pay devir vaadi sözleşmesi ile ön sözleşmenin birbirinden farklı sözleşmeler olduğu görülmektedir. 

III – Esas sermaye payının geçişi hâlleri 

  1. Devir MADDE 595- 

(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. 

(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.

(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. 

(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. 

(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. 

(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. 

(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.’’

TTK m. 595’te devir vaadinden bahsedildiğini görmekteyiz.

Pay devir vaadi tasarruf işlemi niteliğinde olmadığı için devreden, üçüncü kişilere karşı da payın devrini taahhüt edebilir. Bu halde yapılan işlemler de usulüne uygun olması koşulu ile geçerli bir işlem olarak kabul edilir. Ancak payın devrini taahhüt eden, devir taahhüt ettiği kişilerden birine payı devreder ve devir işlemine şirket onay verirse diğer vaat alacaklılarına karşı olan borcunu ifa edemez. Zira devir işlemi şirketin onayı ile tamamlanmış sayılacağı için bu halde kusurlu ifa imkânsızlığı söz konusu olur. Pay devrini taahhüt eden taraf TBK kusurlu sonraki imkânsızlık hükümleri uyarınca diğer vaat alacaklılarına karşı sorumlu olur.

2. DEVİR VAADİ SÖZLEŞMESİNİN KURULUŞU

Devir Vaadi Sözleşmesinin Unsurları
A.Esaslı Unsurlar
aa.Belirli Bir Payın Devrini Taahhüt Etmelidir.

Geçerli bir devir vaadi sözleşmesinden bahsedilebilmesi için payın belirli olması gerekir. Zira payın belirli olmaması halinde, taraflar esaslı unsurlarda anlaşmış sayılmayacaklarından sözleşmenin kurulduğundan bahsedilemez.

Payın belirlenmesi ile ilgili olarak öncelikle payın hangi ortaklık ilişkisinden kaynaklandığının tespit edilmesi gerekir. Bu tespit ise ortaklığın ticaret unvanı kullanılması suretiyle yapılmalıdır. Payın belirlenmesi bakımından önem arz eden diğer husus payın tam olarak açıklanmasıdır. Zira ortakların birden fazla pay elde etme imkânı bulunmaktadır. Bu nedenle devre konu edilen paylar ile hangi payların devredildiğinin sözleşmede açıkça belirtilmesi gerekir.

aa.İvazlı Devirlerde İvaz İradesi ile İvazsız Devirlerde Bağışlama İradesi Olmalıdır.

Payın bir bedel karşılığında devri uygulamada en çok karşımıza çıkan ivaz tipidir. Eğer pay bir bedel karşılığında devredilmişse payın karşılığını oluşturan ivazın devir vaadi sözleşmesinde açıkça belirtilmiş olması şarttır. Para dışında başka bir ivaz kararlaştırılmış ise, kararlaştırılan ivaz sözleşmenin esaslı unsuru sayıldığı için sözleşmede açıkça gösterilmelidir. Payın devrine ilişkin taahhütte karşılaşılan diğer durum ise payın ivazsız olarak devredilmesidir. Bu şekilde yapılan bir devir vaadi sözleşmesinde de bağış iradesinin açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir.

B.Yan Unsurlar

Sözleşme özgürlüğüne ilişkin kurallar burada da geçerli olacaktır. Bu nedenle taraflar zorunlu unsurlara yer vermek ve kanunda öngörülen sınırlamalara uymak koşulu ile sözleşme özgürlüğü çerçevesinde diledikleri yan unsurları sözleşmeye dâhil edebilirler.

C.Devir Vaadi Sözleşmesinde Taraf ve Ehliyet

Pay devir vaadi sözleşmesinin tarafları ortak sıfatını taşıyan ya da ileride bu sıfatı taşıyacağını düşünen kişi ile payı devralmak isteyen kişidir. Zira payın devri borcunu taahhüt eden tarafın devir vaadi sözleşmesinin kurulması esnasında ortak sıfatına sahip olması gerekmez. Ortaklık esas sözleşmesi ile ortaklara ilişkin meslek kurallarından kaynaklanan yasaklamalar getirilebilir. Devir vaadi sözleşmesi de borçlar hukukuna özgü bir sözleşme olduğu için fiil ehliyeti tam olan bu kişiler, devir vaadi işlemine taraf olabilirler.

3. DEVİR VAADİ SÖZLEŞMESİNDE ŞEKİL

Limited şirket bakımından ise, sözleşmenin yazılı olarak yapılması ve imzaların noter tarafından onaylanması gerekir.

4. DEVİR VAADI SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE BU DURUMA BAĞLANAN SONUÇLAR

Devir vaadi sözleşmesi, bir ortaklık ilişkisine taraf olan kimsenin, bu sıfatının devrini amaçlayan taahhüt işlemidir. Söz konusu sözleşme, anonim ortaklıklara ilişkin olarak ayrıca ve açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte limited ortaklıklara ilişkin TTK m. 595 hükmü ile bu sözleşmenin şekline ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Ancak şekle ilişkin hükümlerin dışında devir vaadini düzenleyen hükümlere rastlamamaktayız.

Örneğin; A, beş kişiden oluşan bir limited ortaklıkta üyedir. Ancak diğer ortaklar ile yaşadığı anlaşmazlık sebebiyle paylarını üçüncü kişi B’ye devretmeyi düşünmektedir. Ancak bu yılki bilançoya göre alacağı kâr payı hayli yüksek olacağı için sonraki yılda sözleşmeyi akdetmeyi planlamaktadır. Bununla birlikte üçüncü kişi B’nin başka bir ortaklığa ortak olmasını da istememektedir.  Bu nedenle bir pay devir vaadi sözleşmesi akdetmişler ve sözleşme hükmüne gelecek yıl devrin gerçekleştirileceğine ilişkin hüküm koymuşlardır. Bu durumda 1 yılın sonunda B ortak sıfatını kazanmakla ortaklık ilişkisinde A’nın yerini alacaktır. A’nın payları imtiyazlı ise bu imtiyazlara sahip olacak ayrıca diyelim ki A’nın amme alacaklarından kaynaklanan bir borcu bulunuyorsa bu yükümlülüğe de katlanacaktır.

5. DEVREDENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

a. Payı Devralana Geçirme Yükümlülüğü
b. Bilgi Verme Yükümlülüğü
c. Pay Senedini Teslim Yükümlülüğü
d. Devrin Amacına Ulaşmasına Engel Olmama Yükümlülüğü

6. DEVRALANIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

i. Sözleşme ile Kararlaştırılan Pay Karşılığının Ödenmesi
Devir vaadi sözleşmesinin ivazlı ya da ivazsız olarak yapılabileceğini yukarıda ifade etmiştik. Eğer sözleşmede pay karşılığı olarak bir ivaz belirlenmişse, belirlenen bu miktar devralanın asli edim yükümlülüğünü oluşturur. Pay karşılığı olarak belirlenen bedel para olabileceği gibi para dışındaki hususların da ivaz olarak üstlenilmesi mümkündür. Örneğin payın, taşınır bir eşya olan otomobil karşılığında devri öngörülebilir.
ii. Devralma Yükümlülüğü